31 Mart 2010 Çarşamba

Neler olmuş - 7

Çeçenlerin Rusya’daki intihar saldırıları ve Merkel’in Ayasofya için “Çok güzel valla biz de yapalım bundan bi tane” demesinin dışında dış politikada Sırbistan’ın 1995 yılında Srebrenitsa’da yapılanlar hakkındaki bildirisi göze çarpıyordu.

Sırbistan Ankara Büyükelçisi ayın başındaki Ankara ziyaretinde konu hakkında açıklamalar yapmıştı. “Resmi bildiri, özürümsü dediysek o kadar değil yani. Olaylar eski Yugoslavya döneminde gerçekleşti. Bizim alakamız yok yani. Eski Yugoslavya suçlu olduğundan kelli sorumluluk onların. Bu dönemde hayatını kaybeden tüm masum insanların ölümünden dolayı üzgünüz. Çok ağladık geçen gece hanımla” demişti. Bu ay sonuna kadar resmi bir bildirinin yayımlanacağını belirten büyükelçi, müjdesini verdiği bildirinin ayın son günlerinde açıklanmasıyla “Delikanlı adammış bak, valla söylemişti” dedirtiyordu.

Sırbistan, bu bildiriyle Srebrenitsa’da olanlar için “Hurafe onlar inanmayın” diyen Radovan Karadzic’i adaletin eline teslim etmesiyle başladığı “Adım adım AB’ye” yürüyüşünde bir adım daha atıyordu. Metin salı gecesi 250 kişilik meclisten 127 oy olarak kabul ediliyormuş. “173 milletvekili meclisteymiş 127’si kabul etmiş” diye okuyunca; sanki “Büyük çoğunluk destekliyor,helal olsun” gibi bir anlam çıksa da, çıkarılan anlam ucu ucuna kabul edilen bir bildirinin sayıların küçük oyununa kurban gitmesinden başka bir şey değil.

Bildiriden ne Boşnakların ne de Sırpların son derece memnun olduklarının söylemek mümkün. Boşnaklar metinde “soykırım” kelimesinin geçmemesinden yakınırken, katliamdan kurtulan şanslı bir Boşnak “Yapılan açıklama iyi güzel hoş da, soykırım kelimesinin geçmemesi bizim için bir başka aşağılamadır.Hadi gel bir de burdan yak” diyordu. Sırplar ise “Sanki sırf sizde ölenler var. Bizden de ölenler var. Bu politikacıları çok karaktersiz abi. Pazarda domates niyetine satarlar adamı” diyorlardı. (Forumun birinde yazmışlar: “Idiots in parliament did this to suck EUs ***! They would sell their own mother, why not people?”)

Sırplar olayların sorumluluğunu üstüne almadıklarının üstüne iyice basmak için, bildiride diğer eski Yugoslavya ülkelerinden o dönemde Sırplara karşı yapılanları kınamalarını istiyordu. “Suçu kişilere atmanın kolaylığından faydalanmadan da olmaz” diyerek; Sırplar arasında bir kahraman Boşnaklar için ise has oraların çocuğu olarak kabul edilen Ratko Mladiç’in yakalanmasının çok önemli olduğunun da metinde altı çiziliyordu.

“Hollandalı askerlerin de bir alakası vardı bu işlerle” diyenleriniz de olabilir. Amerikalı emekli General Paul Sheehan bu askerler için önce “Kırıta kırıta askerlik yapıyorlar. Olanlarda bu cinsiyetini şaşırmış askerlerin de suçu var” diyor sonra da yazılı bir metinle lafını yiyordu: ”Şey ben yanlış anlaşıldım, olanların bireylerle alakası yoktur. Ne diyoruz toplu hücum, toplu savunma”. BM dahilindeki Hollandalı askerler için söylenenler bu kadar diyebiliriz... ufak bir haber dışında: Srebrenitsa Anneleri adlı grup olanlardan dolayı BM’yi mahkemeye vermeye çalışmış. Daha önce Lahey Bölge Mahkemesi’nin “Haddinizi bilin, siz kim BM’yi yargılatmak kim?” tadındaki kararına Hollanda Temyiz Mahkemesi de “Harbi lan, kimsiniz siz? Yürüyün gidin” diye destek vermiş. Avukatlar azimli gözükselerde şu aralar moraller bozuk olduğundan kendilerini alkole vermişler, masalarından “Bu işin peşini bırakmicaz, a... koyucaz oğlum...” nidaları duyulmuş.

Yapılan açıklamaların insanlık adına güzel hareketler olduğunu kabul etmekle beraber sadece politik çıkarlar uğruna yapılmış olduğunu anlamak için dahi olmaya gerek yok. Sırp ve Boşnak halklarının memnuniyetsizlikleri ortak; birisi “Biz neler çektik,bu kadarcık mıydı sizin özürünüz?” derken diğeri, “Bizden ölenler de var, sırf AB’ye girmek için böyle aşağılık işler yapılır mı?” diyor. Elbet İki taraftan da memnun olanlar vardır, keza geçmişle yüzleşmek adına bu bildirinin bir başlangıç olduğu yönündeki memnuniyete katılmamak elde değil, ancak emekli generalin açıklamalarının güldürmek konusunda daha önde olduğunu itiraf etmek gerekir. Olaylarla pek bir alakasız ama: BM’nin yargılanması mı? Ne münasebet?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder