11 Mart 2010 Perşembe

Neler olmuş - 2

Almanya’nın son zamanlarda çıkardığı en büyük popstar Thilo Sarrazin. Hani şu “Yeaa fakirseniz soğuk duş alın, zaten göçmenlerin çoğu meyve-sebze işinden anlıyor” diyen gözlüklü. Bu dediği onu zaman içinde üzse de, Bild’de yapılan bir ankette (yanlış hatırlamıyorsam) ankete katılanların %75’inden fazlası Sarrazin’e katılıyordu. Geçenlerde aklı başında bir laf etmiş: “Yahu arkadaş, bu Türkler ve Ruslar hep kendi kanallarını izliyorlar, kendi gazetelerini okuyorlar. Bizim de gazetemiz var, onları da okusunlar. Olmaz böyle..”, sonra normale dönmüş: “Ödevini yapmayan öğrencinin ailesine verilen devlet yardımında kesinti yapalım”. Bana liseden kalma bir şarkıyı hatırlattı. “Montag ist der erste Tag, Hausaufgaben machen, Hausaufgaben machen. Dienstag ist der zweite Tag, Hausaufgaben machen, Hausaufgaben machen” (Pazartesi ilk gün, ödev yapıyoruz, ödev yapıyoruz. Salı ikinci gün, ödev yapıyoruz, ödev yapıyoruz.”). Böyle devam ediyordu. Ama biz yapıcı değil, çekiciydik.

Şenlikler diyarı İsrail’e uzaklardan gelen vardı. Yol uzun sürmüş biraz, anca varmış. Varınca da bizim için Mr. One Minute Jr. olan Benjamin Netanyahu ile hoşbeş etmişler . Joe: “Ben gelmeden hemen önce yaptığınız çok ayıp ya” demiş (Yeni yerleşkeler). Mr. One Minute Jr. yarım ağız: “Kusura bakma oldu bir kere idare et” diye geçiştirmiş. Sonra beraberce İran’a giydirmişler. İran’a zaten giydiren giydirene, Royal Dutch Shell (bildiğimiz Shell işte, sarı-kırmızı olan) size benzin menzin yok bundan sonra demiş. Diğer yandan İsrail-Türkiye şenliklerinde bugün Türkiye İsrail’e “Suriye ile aranızını yapiim mi, bak ayarlarım valla. Hadi hadi naz yapma. Oldu bu iş.” gibisinden yaklaşınca İsrail de “Ne alakası var, git be” diyerek bizi arabulucu olarak istemediğini kibarca belirtmiş.

İran olmadan eğlenceli bir gün geçmez. Washington Post’ta yazmışlar: “İran hükümet karşı aktiviteleri engellemek için internette sansür uyguluyor (bazı siteleri bloke ediyor)”. Utanmaz bu İran, vallaha utanmaz, niye san.. ya da nasıl sansürlüyorsun diyelim. Hmm.. Bu teknolojiyi nerden almıştı İran acaba? Sanırım. Nokia-Siemens ortaklığının muazzam başarısı :)

Şaka bu haber galiba dedim. “Miss me yet?” (Özlediniz mi beni canlarım?) diyor bir billboard, iddiaya göre küçük bir şirket Washington’un onlara karşı olduklarını düşünüp bu billboardu astırmış. New York Times da bunu kullanarak. “Valla kop gel. Seni istemeyenlerden daha fazlayız. Omuzlarda taşırız. Gel valla Ginger’a bile bineriz” demiş.

Letonyalılar Ruslara “Kendi can güvenliğiniz için ülkemizi terkedin” demiş, Ruslar “Hadi len düdük” diye karşılık verince “Basın gidin lan Rusya’ya, bizim maaşlarımızı çalıyorsunuz” demişler. Ben mi yanlış hatırlıyorum, ekonomik kriz patladığında 600 Letonyalı (yoksa 6000 miydi) Abromovich’e mektup yazıp “Gurbanın olam agam, paran var, pulun var. Al bizim ülkeyi, kurtar bizi bu krizden” dememişler miydi? Ne diyeyim.. Dün dündür, bugün bugün.. Bu arada Pravda’da haberin başlığı bir tuhaf: “Looking for Fascism? Welcome to Europe!” (Faşizme mi baktıydın, oo burada kralı var, Avrupa’ya hoşgeldin)

Kokoreç AB’ye uyacakmış. Seyyar kokoreç arabaları kalkacakmış. Kalkmasın ağabey, uymasın AB’ye. Uymaz zaten, uyamaz. Seyyar satıcıdan aldığın kokoreç satıcıyla olan muhabbetine bağlıdır, gözünün önünde pişer o kokoreç, atar kekik pul biber. Onun standardı yoktur. O tavaya düşen kokoreçin gramına tolerans sınırı, kalite şartnamesi, ya da bu kokoreç 8 kere sıcak suda yıkanmış mı gibi ISO 9000 zıvırları koyamazsın. Hem tadı kalmaz, hem de kızar bizim köşedeki Mehmet Ağabey, sonra “Yoksa ters bir laf mı ettim geçen sefer?” der. “Yok ağabey” deyip biraz tebessüm edince devam eder “Hah şöyle, yüzün gülsün biraz. Bak bu sefer ayranın benden.”

2 yorum:

  1. Bu mükemmel resimleri nereden buluyorsun acaba?

    YanıtlaSil
  2. geçenlerde Abram'la Amerika'ya kokoreç yemeye giderken yolda çektim, diğeri de çoluk çocuk işte..

    YanıtlaSil