30 Ocak 2012 Pazartesi

Havan kime yabancı..



Mahmut Kaya'nın "Havan kime yabancı" adlı eserinin yayınlandığı şu saatlerde Polonya'nın şirin bir kasabasındaki otelimde bir sonraki iş gününü beklemekteyim.. Montaj hattında çalışan hatunlardan birini gözüme kestirirsem nikahı basıp kalabilirim sanki..

PS: 3310 mu lan o?!?

24 Ocak 2012 Salı

Maç Sonu Birası..



Gareth Southgate ve ekürisi maç sonu(ya da antrenman artık neyse) birası yapmışlar.. yapmışlar da o şort ne be adam..

PS:İşte geçen güzel bir günün ardından kafayı toparlayıp yazı yazamadım, fotoyla idare edelim şimdilik..

18 Ocak 2012 Çarşamba

16 Ocak 2012 Pazartesi

Zor olmasa gerek..


Evde kahvemle beraber sigaramı tellendirirken kafama takıldı ve bir kez daha kapalı alanlarda sigara içmenin yasak olmasının ne kadar saçma ve tepeden inme bir yasak olduğuna kızdım. Eskiden sigara içmeyenler kaale alınmazken şimdi sigara içenler kaale alınmıyordu.. ya da en güzeli yasak kaale alınmıyordu, tepeden inme olduğu için..


Muhteşem yasağımız kapalı yerlerde (bar,cafe,restaurant vb.) sigara içilmemesi tiryakilerin kimisinin canını sıkarken kimisi "İyi oldu ya az içiyoruz" böyle diyip yasağı kabulleniverdi. Kimisi de yasağa aldırmadan sigarasını tüttürmeye devam etti. Nacizane fikrim bu yasağın iki senede yürürlülüğe sokulması olabilirdi (Hey yavrum hey,nacizaneymiş fikirmiş..). Örneğin bir senelik bir geçiş sürecinin ardından mekanlar sigara içilebilir ve içilemez olmak üzere restorasyona sokulabilirdi. Yeni yılın ilk gününden itibaren müşterilerin her birine verilecek ufak bir anket formu ile fikirleri sorulur (iletişim bilgileriyle beraber, tekrarlı oyları engellemek için) geçen bir senin ardından sonuçlara bakılır ve müşterilerin tercihlerine göre mekanın düzenlemesi yapılabilirdi. Yeni müşteriler için ise girişe yapıştırılacak bir etiket ile mekanın ne kadarında sigara içmenin yasak olduğu belirtilebilirdi. (Örn: %25, %50, %75, %100 gibi) Bu sayede insanlar yasakların çiğnemek zorunda kalmaz ve hem sigara içenlerin hem de sigara içmeyenlerin isteklerine karşılık verilmiş olurdu.


Örneğin yemek yenilen bir mekanda sigara içilmesinin yasaklanması ne kadar güzel ve hoş ise sigaranın ana besin kaynaklarından biri olarak kullanıldığı yerlerden biri olan kahvehanelerde yasaklanması ise bir o kadar saçma.. Keza nargile kafeler.. Restorasyonlar ile beraber sigara içilecek bölgelerde belirli bir hava sirkülasyonun sağlanması şart koşularak sigara içilen yerlerdeki havanın bir nebze temizlenmesi sağlanılabilirdi.(Bununla ilgili bir şeyler var sanırım ama onu da sallamadığımızdan yukarıda dediğimi kim sallar.. :) ) 1 sene halkın fikrinin alınması ikinci sene ise restorasyon için ayrılır, iki sene içinde kapalı (eğlence) mekanlarındaki sigara sorunu daha adaletli bir şekilde çözülmüş olurdu. Diğer yandan ara bölgeler oluşturulabilir, bu bölgeler müşterilerin isteğine göre yazın sigara içilmenin yasak kışın ise serbest olduğu bölgeler haline dönüştürülebilirdi. Tabiki genel tercihlerin dışına çıkmadan, sadece sezonluk değişimlere esneklik sağlayabilmek için..
Disco,club tarzı yerlerde sigara içilen ve içilmeyen bölge uygulamasına geçilmiştir bile belki..Kim bilir..

Yukarıda anlattığım şekilde bir uygulama fena olmazdı sanki keza dahiyane bir fikir değil ancak her şeyde olduğu gibi bu kanunun da tepeden inmesine şaşırmamak gerek..

PS:"Ulan kaç sene oluyor, anca mı dank etti?" diyenler olabilir. Ne blim dün takıldı kafama.. :)

14 Ocak 2012 Cumartesi

Neler olmuş - 24


Kuzey Kore'nin güzel insanları ağlamayı becerememeleri halinde bunu öğrenmek durumunda kalıyorlar. Neden mi? Kim Jong-il'in cenazesinde yeteri kadar üzgün gözükemeyenler, muazzam bir şekilde ağlayamayanlar 6 aylığına kampa alınıyormuş. Keza çocuğu hasta olduğu için cenaze merasimine katılamayan bir vatandaş geçen ay tutuklanıvermiş. Fotograftakilere bakın biraz örnek alın kardeşim, bu kadar mı zor...


Şu iki şeker adamdan korkulur mu yahu? Amo: Saçlar çıkmaya başlamış, manitalar gene peşinden koşucak. Hugo Çavuş: He valla, kih kih. Sakalları kesersen, akşama ava çıkarız.. Amo: Şş, iş gezisi olm bu çaktırma..keh keh..


Filipinlerde de durum pek farklı değil. Bizdeki gecekondu yıkımlarına benzer şekilde orada da insanların yüzünde aynı duygular var.. "mınıza korum ulan.."
Fotograf San Juan City den, yeni belediye sarayına yol açmak amacıyla gelen yıkım ekipleri..

Sizin de işiniz zor..



TV'de satış yapmaya çalışanın işi zordur,diye düşünmüşümdür. Antin guntin ürünleri dünyayı kurtarabilirmişiz gibi tanıtmaya çalışırlar ve haliyle bunun için türlü şaklabanlıklar yapmak durumunda kalırlar.
Burda satmaya çalıştığı ise bildiğin "tahta" yani..

12 Ocak 2012 Perşembe

Salıvericen, tutmican çişini..



Saklı kalmalı bazı şeyler, "insanlık dışı" yaftası yapıştırılıyor sonra sanki kendimiz melekmişiz gibi...
..
Zaten "Nefretine nefret katsın pipimden fışkıran çişim" diyor utanmadan videodaki götlek..

11 Ocak 2012 Çarşamba

Rutin tuhaflıklar..


Bunlar yasak, o derece yasak ki sergi kapanmasına sebebiyet vericek kadar.. Değişik..

Bu cemcük Kolombiya Devlet Başkanı yardımcısı, Türkiye bizim yol haritamız demiş, üzerine güzide bir haber ajansını ziyaret edip "Çok başarılı işlere imza atmışınız, güzel bir ekip kurmuşsunuz. Tebrik ederim." diyip sırtlarına vurmuş çalışanların.

Bu daha dünyadan bir değişik..İranlı bilim adamını uçuruvermişler, Ruslar FUKUS-AxIS var bu işlerin diyor(Fransa, USA , UK, Israil)...Gerçi ne önemi var, İranlı olunca bilim adamı çok da fifi, ama bir değil 3 değil bej değil..Almanlar bu olayı özel bir yere koymuşlar "Temiz,kolay ve etkili" diyerek(TAZ). Reuters, İsrail'i suçlar gibi yapmış ama aslında sanki onlar yapmamış gibi yapmış.. ya bilmem ki ne yapmışlar..
Amo, Hugo Çavuş'u ziyaretinde nükleer muhabetiyle "I am the Bombacı" diye dalga geçmişti.Herkes duruma alışmış, geçinip gidiyorlar.. Ne diyelim, ölenle ölünmez.. he bir de olmuşla ölmüşe çare yok..

Bunların yanında 10 yaşındaki çocukların okulu basıp PKK sloganlarıyla 3 örtmenimi dövmesi var, ama bu da başka bir rutin tuhaflık..Alışıyor, alıştıkça tepkisizleşiyoruz. Tepki versek bile kıçına kaşıkla vurduğunuz kediyi yerinden oynatmayacak kadar oluyor...

10 Ocak 2012 Salı

Fikirsizliğin neresindesiniz..:)



Haber oldukça eski: 2008 yılında; Avrupa Futbol Şampiyonası nedeniyle, katılan ülkeleri motive etmek amacı ile ülkeleri sembolize eden motifleri kapaklara koymuşlar. Türkiye için Ayasofya, Sultan Ahmet ve kahve fincanını öneren ajansın fikrini düşünmeden kapağa kaktırıveren zeka küpleri, fikirsizliğin neresindelermiş acaba.. :)

"Bana bi beş dakka müsade..



kendimi vuracağdım.."

kibarca herkesi dışarı yollayan Mikolaj, sakince çekiyor silahını sıkıyor kafasına..
Yırtmış ama..haliyle yüzünde biraz "deformasyon" varmış.
Herkesi dışarıya yollarken ki sırıtışın ardından ayağa kalkıp elleriyle yolu gösterirken yüzündeki sıkıntı.
..
Ettiği kelam "Ben delikalı adamım ne sivil ne de askeriyede ülkeme yamuk yapmadım..", sonrasında "pinç minuti" ihtiyaç molası alıyor..iki sene önce uçak kazasında ölen Polonya Cumhurbaşkanı Lech in ölümü hakkındaki yaptığı çalışmaları savunan albay Przybyl..

9 Ocak 2012 Pazartesi

Bizde böyle..


"Rowan Savage isimli eylemci, grubun İstanbul eylemi için açılan Facebook sayfasında, eylemcilerden sekizinin polis tarafından sorgulandığını, ardından serbest bırakıldığını belirtti. Savage, eyleme katılanların çektiği fotoğrafların tamamına yakınının da yetkililerce silindiğini ifade etti.

..
Eylem öncesinde ayrıca, gruptakilere, dekolte ve g-string giymemeleri konusunda uyarı yapıldığı bildirildi."


Üstteki fotograf tahmin edebileceğiniz gibi İstanbul'dan değil, öyle olsa adama ne yaparlar biliyorsun dimi Kamil?

(Nedir yau bunlar: İstanbul'dan bir foto da mevcut.. mozaiksiz..)

Hadi be..



Yok artık arkadaş..

... varmış.