16 Ekim 2010 Cumartesi

Birmingham'ın köylüsü..

İş yerinde karşımda oturuyor. 9 sene önce gelmiş, -muhtemelen büyük göğüslü- bir Almanla evli.. Hala dil konusunda problemleri var. Her yabancı gibi "artikel"lerden müzdarip. Tuhaf bir İngiliz -futbolla pek ilgili değil scotch bilem içmiyor-, kırmızı suratı olmasa bir de İngilizce konuşurken aksanı olmasa inanmam. İngiltere'de tarımla uğraşmış gelmiş buraya elektronik eğitimi almış bizim firmada çalışıyor. Şef yapması için bir şeyler kaktırınca biraz somurtsa da genelde yüzü gülüyor Birminghamlı Dean'in. Çok da iyi niyetli öyle olmasa anlatığına inanmazdım,gerçi hala şüphelerim yok değil:

Dediğine göre İngiltere de ne nüfus cüzdanını ne de ehliyetini yanında taşıman gerekiyormuş. Polis çevirdiği zaman ad-soyad, adres ve doğum tarihi veriyormuşsun, adamlar kontrol ediyormuş. Dedim "Nüfus cüzdanını anladım da ehliyeti taşıman gerekmez mi?","Yok valla onda da aynı soruları sorarlar eğer ehliyetini almak isterlerse 2 hafta içinde götürmen gerekir." dedi. Bunların arkasında "Önemli belgeler cüzdanında taşımazsın, evde çekmecede güvenli bir şekilde durur" mantığı varmış. Doğal olarak dedim "Kelle kelle eve gidiyorsun polis çevirdi, adını bile söyleyemiyorsun nolcak?"; "Ne olacağı var mı?" dedi," Götürürler merkeze,ertesi sabah ayılınca söylersin" sırıtmaya devam etti ve ekledi: "Onun için burada bize adanın maymunları (Inselaffe, Island Monkey) diyorlar."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder