12 Aralık 2010 Pazar

Neler olmuş - 22

Rusya ağırlıklı oluyor birkaç gündür öyle devam edelim bakalım..

RIA Novosti'de yayımlanan raporlara göre Rusya'nın Kuzey Kafkasya bölgesindeki terör olayları geçtiğimiz yıla göre %100 artış göstermiş.Ruslar bölgedeki anti-terör kapsamındaki operasyonlarını arttıradursunlar durumun pek iç açıcı olmadığı istatistiklere bakıldığında açıkça görülüyor. Büyük başkan Medvedev ise konu hakkında "İstatistik dediğin şey zırvadan ibaret, ben inanmıyorum bunlara hurafe bunlar" dese de Kafkasya'daki durum için " Eeaüü şey, pek bir ilerleme olmadı" diye eklemeyi unutmamış.

Wikileaks dalgasından bir haber daha: Guardian'da yayımlanan belgelere göre 2006 yılında İngiltere'de polonyum ile şatafatlı bir şekilde öldürülen eski KGB ajanı Litvinenko hakkında ortaya çıkanlar oldukça ilginç gözüküyor. Wiki'nin belgelerine göre Londra'daki Rus yetkililer şüpheli kişiler tarafından şehre radyoaktif maddeleri getirilmiş olduğundan haberdar ve olaya el koymaya niyetlenirken İngilizler "Yau kanka, rahat ol yeaa.Her şey kontrol altında" diyor.

Ancak bu noktada işler biraz karışık.. Keza Litvinenko'nun öldürülüşü oldukça karmaşık ve bilinmezlerle dolu bir hikaye. İngilizler olayın ardından eski bir KGB ajanını tutuklarken,buna karşılık adamcağız Rusya'da parlemantoya giriyor ve dokunulmazlık elde ediyordu. Üzerine Ruslar bu adamcağızın (Andrei Lugovoy) Litvinenko'nun öldürülmesiyle hiç bir bağlantısının olmadığını iddia ediyordu. Gelin görün ki Litvinenko,ölümünden hemen önce kendisine yapılanların suçlusunun Putin olduğunu yazan bir mektup bırakmış ve daha öncesinde de "Blowing up Russia" adlı kitabı -bir bakıma Putin'in ipliklerini pazara çıkartmak adına- yayımlatmıştı(Kitap Rusya'da yasaklı).


Wiki'den gelen belgelere göre Ruslar bu işin takipçisi ve hatta Litvinenko'yu (yersen) korumak adına birşeyler yapmaya niyetlenirken İngilizler buna kibarca "gerek olmadığını" belirtiyor diğer yandan Litvinenko ise ölüm döşeğinde kendi ülkesindekileri suçluyordu. Bu noktada Wiki'de açıklanan belgelerin doğruluğu konusunda "Düzmece bunlar" cılara gün doğuyor. Belgelerin doğruluğu hakkında pek tabi farklı şekilde düşünebiliriz; iç yazışmalar olduğundan açıklanan bilgilerin %100 doğru olmayabileceği gerçeği ve Chomsky'nin de dediği gibi belgelerin seçilerek yayımlandığı iddiası gibi.. Çıkın bakalım işin içinden çıkabilirseniz.. Komplo teorisi peşinde koşanlara kolay gelsin..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder